Abur cubur gıda tüketimi, depresyon riskini arttırmakta!
Gıda sektörünün gittikçe agresifleştiği serbest piyasa ekonomisinde, abur cubur tüketim, depresyona yakalanma riskini artırıyor. Artık gelişmiş ülkelerde doktorların rutin olarak depresyon tedavisi gördükleri hastalara diyet tavsiyesinde bulunmaları için ortak çağrıda bulunuyorlar.
Bunun aksine, geleneksel bir Akdeniz diyetini uygulayanların depresyon geliştirmesi daha az olasıdır çünkü bu diyetin içerdiği balık, meyve, kuruyemiş ve sebzeler, en yaygın zihinsel sağlık sorununa karşı korumaya yardımcı olmakta.
Uluslararası bir grup tarafından yapılan çalışmada bir proinflamatuar diyet, sistemik inflamasyonu tetikleyebilir ve bu, depresyon riskini doğrudan artırabilir sonucuna ulaşılmıştır. Çalışmanın başyazarı Dr. Camille Lassale “Kötü beslenme, depresyon riskini önemli ölçüde artırır” demektedir.
Yapılan analizlerde, çok fazla yağ veya şeker içeren veya işlenmiş olan gıdaların sadece bağırsaklara değil, “sistemik iltihap” olarak bilinen tüm vücudun iltihaplanmasına neden olduğunu buldu. Bu bakımdan, zayıf beslenmenin etkisi sigara, kirlilik, obezite ve egzersiz eksikliği gibi olabilmektedir.
Kronik inflamasyon, pro-inflamatuar molekülleri beyne taşıyarak ruh sağlığını etkileyebilir, aynı zamanda duygu-durum düzenlemesinden sorumlu olan molekülleri – nörotransmitterleri – etkileyebilir.
Araştırma, zayıf beslenmenin sadece bir ilişki değil, depresyonun başlangıcı ile nedensel bir bağa sahip olduğunu gösterdi. Depresyon uzmanı ve Kraliyet Psikiyatristler Koleji üyesi Dr Cosmo Hallstrom, eğer abur cubur depresyon riskini artırdıysa, sağlıksız bir diyetin vücut için sadece kötü değil, aynı zamanda zihnin gelişimi ve sağlığı için de riskli olabileceğini söylemektedir. Bağırsaktaki kimyasal ortam, beyindeki kimyaya çok benzer. Bu yüzden bağırsakları etkileyen şeylerin beyni de etkilemesi şaşırtıcı değildir.
Dr. Helen Stokes-Lampard şunları söylemektedir: “Bu büyük ölçekli çalışma, sağlıklı bir diyet yapmanın ruh halimizi artırabileceğine ve bize daha fazla enerji vereceğimize dair daha fazla destekleyici kanıt sunmaktadır. Yediklerimizin, ruh sağlığımız üzerinde bir etkisi olabileceğini gösteren, araştırmalara katkıda bulunacaktır.
Modern tıbbi yaklaşımlarda giderek daha fazla doktor hastalarının, fiziksel hastalıkların ve ruh sağlığımız üzerinde bir dizi olumlu etkiye sahip olabileceğini bildiğimiz kronik hastalıkların yönetiminde bütünsel bir yaklaşımın bir parçası olarak, mantıklı bir diyet ve yaşam tarzı değişiklikleri yapmaya çalışmalarını önermektedir.